![]() |
||
![]() ![]() Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir, Beyaz taş var, onun altında bayraklar Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken... Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir Asker yatıyor... Onun hâbı istirahate çekildiği şu Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler. Kadınlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar Nâle eylediler, çocuklar ağladılar. Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak, Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan Ona nâilini intizar olmuş!... Mustafa Kemal Harbiye Talebesi İken Yazmıştır. ![]() Gafil, hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarihler söylememiş bunu Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, Dinleyin sesini doğan tarihin, Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin. Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz Türk sadece bir milletin adı değil, Türk bütün adamların birliğidir. Ey birbirine diş bileyen yığınlar, Ey yığın yığın insan gafletleri Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde, Hakikat nerede? Mustafa Kemal ![]() Çıkıyor gönüllere istimdadı Sâmiamda vatanın feryâdı Çıkıyor gönüllere istimdadı Yaralı bir ananın evlâdı Etmesin mi anaya imdadı? Rumeli can veriyor yok mu ilaç. Edelim sıhhatini istimzaç; Etmeyelim kimseyi izaç? Zırhlılar her yeri tehdit ediyor, Makedonya bunu tes'it ediyor. İnkırazı bize teyit ediyor. Yemenin purişi malumu cihan Ne için eyledi millet isyân? Zulme ister mi bu yoldan burhan Turuşkalar bile aldı meydan Hani kânun-u adaâlet nerede? Mülk-ü millette himâye saadet nerede? Haricen mülk-ü himaye nerede? Bizde evvelki şecaat nerede? Gelse Ertuğrul şöhret-i pervas Eder elbette tahayyür ibraz Vatanın feyzine kâdir olamaz Yeniden fethine verseydi cevâz... Yıldırım görse şu ahvâlimizi Ateş kahrı yakar hâlimizi, Af eder mi bizim efâlimizi, Mahveder cumle-i emsâlimizi, Ey büyük Fâtih'i İstanbul'un... Bu revş olmadı mı makbulün Sây ile toplanılan mahsulün Berhava oldu fakat meçhulün... Yazık oldu Vatana âh yazık... Her ağızdan çıkıyor: Eyvâh yazık!.. Acısın bizlere, âh yazık! Mustafa Kemal Sinop 25 Kânunu Evvel 321 (1905) ![]() Atatürk'ün Salih Bozok'a yazdığı mektuptan : "Bir Fransız şairi hayatı şöyle tarif ediyor : Hayat kısadır, Biraz hayal, Biraz aşk Ve sonra Allahaısmarladık. Diğeri de : Hayat boştur. Biraz kin, ![]() Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus, Zulmetler içinde mütereddit, mütelâşi, Daim mütefekkir görünen, kendine mahsus Efkârı sakimane ile âleme karşı Ateş saçarak etmede her gün bizi tehdit, Âmali harisanesini eyledi tezyit... Gördükçe bu mazlumlarını, sinesi mağrur, Tırnaklarını aileler kalbine saplar; Mağdurlarının her biri bir kûşede ağlar, Katlandı vatan görmeğe evlâdını makhur... Birçoklarımız mahpes-ü menfada süründük. Ey gazii mecruhu vega dideye döndük. Ey kanlı eliyle vatan âmaline hail, Ey enmilei sürbu cinayata delâil Teşkil eden ey köhne kadit, katili efkâr, Ey katili şübbanı vatan, katili ahrar, Ey varlığı bir millet için bâdii zillet. Ey çehresi ifrite veren dehşeti vahşet, Zindanları, menfaları, mahpesleri doldur, Ziniciri esaretle bütün hisleri dondur. Tesmimi nefes, nefyi ebet, sonra denizler.. Her girdiğin evlerde durur kırmızı izler... Kâbusi hiyanetle vatan can çekişirken Âtimizi dendanı harisin kemirirken Bir gün Rumeli dağları envara boyandı; Hürriyetin enfası ile herkes uyandı. Mustafa Kemal Şanlı Ordu Gazetesi : 24 Kasım 1908 ![]() Gafil hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarihler söylememiş bunu, Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak Dinleyin sesini doğan tarihin Aydınlıkta karaltılı şafak Yalan tarihi gömüp doğru tarihe gidin! Nehirlerdir Türkün şaşmaz yol mühendisleri Her nehir Türk'ü bilir her nehri Tuna'nın da kıyısından gitti eski türk Geçti eski Türk Tunayı da yararak Kaç defa, hangi defa? Sormayınız nafile. Bilmez tarih bile. Tarih çocuk güdük tarih güdük Sökün büyük, pek büyük. Sayılmaz, sayılmaz bu sökün O kadar çok Tunadan geçtiği günler Türkün. Tunanın yalnız üst ve alt illeri değil, Tunanın üstü de altı da yer. Dipdiri ve ölmez bir Türk vatanıdır. Tunanın üstünü yaptı vatan Türk Bakarak, akarak, yararak geçti Tunanın altını kabristan yaptı. Tunayla ruh oldu dipte yatan Türk. Tunanın sisden ve güneşten yorganı. Topraktan ve çakıldan yatağı ile Akıyor "Türk'e vatanım" diye. Derindir görünmez Tunanın dibi Türk coşkun Tuna gibi, Tuna coşkun Türk gibi. Tuna yalnız vatan değil, yeni ufuklara Türk'ü götüren eski bir Tuna Adam da ilk adamdır. Adam ile yaratıcı "Yaradan" dediğimiz yaratan adamdı. İnsanlar tazelenir, mekanlar ihtiyarlar. Nesiller kaynaşıyor, coğrafya küçülüyor Bırakılan yer göçtü. Bırakana göç düştü. Adamlar: "Haydin" dedi. Alpler "Hoş geldin" dedi. ![]() Gelenler adamdı, buldukları insandı İnsan yalnız Tanrının yarattığı mâhluk İnsan mâhluktan, adam insandan çıktı. Tanrının insanı yer ve içer. İnsanın adamı düşünür ve yaratır. ![]() Asyanın ortasında Oğuz oğulları Avrupanın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz, batıda yine biz Nerede olsa, ne olsa kendimizi biliriz. Hep insanlar kendilerini bilseler, Bilinir o zaman ki hep biziz. Türk sadece bir milletin adı değil, Türk bütün adamların birliğidir. Ey birbirine diş bileyen yığınlar, Ey yığın yığın insan gafletleri Yırtılmış gözlerdeki gafletten perde, Dünya o zaman görecek hakikat nerede? Hakikat nerede? |